bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      --- spoiler --- “kadınlar kadar erkekler de aile içi şiddete maruz kalırken, intihar edenlerin, hükümlülerin, bağımlıların ve evsizlerin ezici çoğunluğunu erkekler oluşturuyor. savaşlarda ve iş kazalarında neredeyse tamamen erkekler can verirken eşitliğe neden sadece kadının gözüyle bakılmaktadır?” --- spoiler --- sorusuna cevap arayan ‘the red pill’ cinsiyet çatışmasının dünü, bugünü ve yarınına ışık tutan bir belgesel. 2016 abd. yönetmen: cassie jaye oyuncular: marc angelucci, jack barnes, richard cassalata (bkz: vizyon film) fragman
    2. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tanışıklığımın iki seneyi devirdiği düşünce akımı. resmi tanım: sanayi devrimi ve kapitalizm etkisiyle babaların fabrikalara gitmesi sonucu, evde anne, okulda kadın öğretmenler tarafından yetiştirilen; kitle imha silahı olan feminizmin de etkisiyle feminen yetiştirilmiş koca bir nesle ve onların çocuklarına, torunlarına babalarının yeteri kadar öğretemediği masküliniteyi tekrardan öğretmeyi hedefleyen akım, düşünce... ayrıca reddit'te yukarıdaki tanımın tartışıldığı bir subreddit ve eski bir feminist olan cassie jaye tarafından çekilmiş erkek haklarını ve feminizmin eşitlik adı altında pozitif ayrımcılık hatta üstünlük isteyen tarafını anlatan bir belgesel. (kadın veya erkek, her insanın izlemesi gereken bir belgesel) şimdi gelelim ismine... red pill bir metafor aslına bakılırsa. flashback ile 1999 yılında gösterime giren the matrix filmine gidiyoruz. --- spoiler --- filmde morpheus neo'yu matrix simülasyonundan çıkarınca neo ne olup bittiğini anlamaya çalışırken morpheus'un avuçlarında iki hap vardı. kırmızı hap ve mavi hap... neo, ya mavi hapı alır bildiği herşeyi unutur ve matrix simülasyonunda mutlu mesut yaşardı ya da kırmızı hapı seçer ve tavşan deliğinin gidebildiği her yere kadar gider, morpheus'un bildiklerini öğrenirdi. --- spoiler --- i̇şte the red pill'in de esprisi bu. sizi tavşan tavşan deliğinin gittiği her yere götüremez belki ama size çok fazla şey öğretir. sizden bir çıkar sağlamaya çalışmaz, sizin diliniz, dininiz, ırkınızla bir alıp veremediği de yoktur. erkekliğin popüler kültür ve feminizmin etkisiyle sürekli yerildiği, karikatürize edildiği günümüzde erkek olmanın ne demek olduğunu anlatır. trp bir çekiçtir, onu nasıl kullanacağınız size kalmıştır. çok fazla teorik bilgi içerir bu yüzden rahata alışmış günümüz tembel mastürbasyon bağımlısı gamer'ler tarafından pek sevilmez. hipergami ve kadın doğasını anlatır, bu yüzden feministler tarafından kadın düşmanlığıyla itham edilir, tükürüklerini saça saça saldırmalarına neden olur. feministler sevmeyince otomatik olarak feministlerin göt yalayıcısı meriçler tarafından da sevilmez. (zaten bir şey feministler tarafından sevilmiyorsa muhakkak insanlık için faydalı bir şeydir ehehehehe) kadın erkek doğasını evrimsel psikoloji ışığında olabildiğince objektif ve somut veriler ışığında açıklamaya çalışır. feministler tarafından kadın düşmanlığı yaptığı ileri sürülür oysa ki trp'nin asıl amacı feministler tarafından tahrip edilmiş ve erkeklerin aleyhinde işleyen cinsiyet eşitliğini sağlamaktır. feminizmin olduğu gibi trp'nin de kapitalizmle bir sorunu yoktur. erkeklere sisteme adapte olarak kapitalizmi lehine çevirerek hayattan maksimum düzeyde keyif almalarını salık verir. çünkü sadece güçlü olan değil, şartlara en hızlı ayak uyduran hayatta kalır. tekrar belirtiyorum trp kadın düşmanlığı içermez. erkeklere her daim güçlü, azimli, çalışkan ve bir hayat amacı olması gerektiğini; hayatın kadınlar, ilişkiler, aşk meşk ve gereksiz romantizmle geçirilemeyecek kadar kısa olduğunu söyler. olaylara realist ve rasyonel yaklaşır. erkeğin seksual marketing value'sini ve statüsünü yükseltmesini, bunun sonucunda kadınların bu işin bonusu olduğunu anlatır. feminen ve meriç bünyelere tadı çok ağır ve acı gelir ama bir kez yuttuğunuzda araştırıp okuduğunuzda size öğretilen cinsiyet normlarının feminist zırvalarıyla dolu olduğunu, maskülinitenin iğdış edildiğini anlayıp daha farklı bir perspektiften yaklaşırsınız her şeye. "hayatta bir şey istiyorsanız bunun için çabalamalı, efor göstermelisiniz" der. i̇şte bu noktada da marksistler tarafından eleştirilir, çünkü bedava bir şey yoktur. (dellenmeyin hemen eheheheh) ad hominem ve virtue signaling tayfasına da buradan bolllllca ekmek çıkar. çünkü meriç olup kendi cinsiyetini kötüleyerek kızlara şirin görünmek, kızlarla günah dolu geceler geçirmek için yapılan her şey mübahtır.(ki bunu neredeyse hiç yapamazlar lol ) mesela sözlüğümüzden bir örnek... (bkz: erkek olmaktan utanmak) diyeceğim o ki, bu hapı alın kardeşler, koçerolar, abiler. bu sizin iyiliğinize... (bkz: şüphesiz ki bu entryde okuyup anlayanlar için büyük nimetler vardır) not: lütfen triggerlanıp bu entrye yorum yapmayın, duyar kasmayın ve bana düşüncelerimin yanlış olduğu hakkında mesaj atmayın.eksi verin geçin.
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (#2065592) açıklaması burda teşekkürler (bkz: osmannuri)
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bu fikir akımı (teori), Mert Başaran’ın ekonomi hakkında anlattıkları gibi. Yanlış bir şey yok ama çok da basit şeyler. Eğer hayatınızda kadınlarla gram ilişkiniz olmamış, bütün gençliğinizi bilgisayar başında yemek yiyerek geçmiş biriyseniz birçok şey öğrenecekseniz. Ancak kendini ilerletmiş, az çok dünyayı gözlemlemiş bir erkek için çok anlamı olan bir şey değil.
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      olum böyle şeyleri yazmayın her yere ya